Yayınlarımız

Kreş İstisnasına İlişkin Düzenleme

7103 sayılı Kanunla, 193 sayılı Kanunun gelir vergisinden istisna edilen ücretleri düzenleyen 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (16) numaralı bent eklenmişti. Konuyla ilgili detaylı açıklamalar ise 303 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmıştı.

“16. İşverenlerce, kadın hizmet erbabına kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (İşverenlerce bu hizmetlerin verilmediği durumlarda, ödemenin doğrudan bu hizmetleri sağlayan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine yapılması şartıyla, her bir çocuk için aylık, asgarî ücretin aylık brüt tutarının %15’ini aşmamak üzere bu istisnadan yararlanılır. Kreş ve gündüz bakımevi hizmetini sağlayanlara yapılan ödemelerin belirlenen istisna tutarını aşan kısmı ile hizmet erbabına bu amaçla nakden yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir. Bu bentte yer alan %15 oranını, asgarî ücretin aylık brüt tutarının %50’sine kadar artırmaya ve kanuni seviyesine getirmeye Bakanlar Kurulu, bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.).”

Bu düzenlemeye göre;  kreş ve gündüz bakımevi hizmetinin işverenlerce iş yerinde verilmesi halinde, bu hizmetten faydalanan kadın hizmet erbabına sağlanan menfaatin tamamı gelir vergisinden istisna olacaktır.

İşverenlerce, kreş ve gündüz bakımevi hizmetinin işyerinde verilmediği durumlarda, kadın hizmet erbabının hizmet aldığı gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince işletilen kreş ve gündüz bakım evlerine ödeme yapılmak suretiyle sağlanan menfaatler de istisna kapsamındadır. Kadın hizmet erbabına sağlanan menfaatin ücret istisnasına tabi tutulabilmesi için; bu hizmetin gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince işletilen kreş ve gündüz bakım evlerinden alınması, ödemenin hizmet erbabına değil doğrudan bu hizmeti sağlayan mükelleflere yapılması gerekmektedir. Hizmet erbabına doğrudan yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler ise ücret olarak vergilendirilecektir.

İşverenlerce, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince işletilen kreş ve gündüz bakım evlerine ödeme yapıldığı durumlarda, istisnadan yararlanılacak tutar her bir çocuk için asgarî ücretin aylık brüt tutarının %15’ini aşmayacaktır. Sağlanan menfaatin asgari ücretin aylık brüt tutarının %15’ini aşması halinde, aşan kısım ücret olarak vergilendirilecektir.

%15 oranını, asgarî ücretin aylık brüt tutarının %50’sine kadar artırmaya ve kanuni seviyesine getirmeye Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir. 5.5.2018 tarihli ve 30412 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan 2018/11674 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %15 oranı, bu tarihten itibaren asgari ücretin brüt tutarının %50’si olarak belirlenmiştir.

Konu hakkında Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 31.08.2022 tarih 114897 sayılı özelgede “…..işverenlerce kreş ve gündüz bakım evi hizmetinin iş yerinde verilmediği durumlarda bu amaçla hizmet alınan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince işletilen kreş ve gündüz bakım evlerine ödeme yapılmak suretiyle sağlanan menfaatlerin kurumlar vergisi yönünden nasıl giderleştirileceği ve bu kapsamda kesilen faturaların katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı…..” şeklinde sorulan soruya;

“…..kadın hizmet erbabının hizmet aldığı gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince işletilen kreş ve gündüz bakım evlerine, şirketiniz tarafından ödeme yapılmak suretiyle sağlanan menfaat ücret olarak değerlendirilecek olup, söz konusu ödemenin asgarî ücretin aylık brüt tutarının %50’sini aşmayan kısmının Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (16) numaralı bendi kapsamında gelir vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca, şirketiniz tarafından ilgili mevzuat uyarınca kadın personel adına özel kreşlere yapılan ödemeler ile ücret bordrosunda gösterilen söz konusu ödemelerin, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, anılan Tebliğde belirtildiği üzere kreş ve gündüz bakım evi hizmeti karşılığı olarak faturanın hizmet erbabı adına düzenlenme zorunluluğu dikkate alındığında, hizmet erbabına sağlanan söz konusu menfaatin ücret gideri olarak değerlendirilmesi ve faturada yer alan KDV tutarının indirim konusu yapılmaksızın toplam tutarın bordroya dahil edilmesi gerekmektedir.” yanıtı verilmiştir.

Yukarıda yer kanun düzenlemeleri ve açıklamalara göre;

  • kadın personel için kurum dışardan hizmet alımı suretiyle (kreş ve gündüz bakım evi hizmeti vb.) sağlanan menfaate ait faturanın KDV’sinin indirim konusu yapılmaması,
  • KDV dahil tutarın ilgili ayda ücret bordrosuna eklenmesi,
  • eklenen tutarın net menfaat (ücret) olarak değerlendirmesi,
  • her bir çocuk için ödenen tutarın asgari ücretin %50 sine kadar olan kısmı gelir vergisi uygulamasında istisna olarak değerlendirilmesi,
  • bordroda oluşan bu giderin gelir veya kurumlar vergisi uygulamasında gider olarak dikkate alınması

gerekmektedir.

Saygılarımızla

 

 

İşbu yukarıda yer alan metnin (makale, görüş yazısı, sirküler, bülten vb. hangi ad ile tanımlandığının bir önemi olmaksızın) yasal olarak herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayıp, yazarlarımız tarafından  bilgi verme amacıyla hazırlanmıştır. İşbu metinlerin tek yasal dayanak olarak kullanılması sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle doğmuş / doğabilecek zararlardan BSN CONSULTANCY.’nİn hukuki bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Mevzuatın sık değişmesi ve uygulamada yaşanan farklılıklar nedeniyle, herhangi bir konuda işlem yapmadan önce tarafımıza ulaşarak her biri alanında uzman ekibimizden profesyonel yardım almanızı öneririz. 

Tarafımızca hazırlanan metinlerin tamamı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser niteliğinde olup, BSN CONSULTANCY’ nin yazılı izni olmadıkça çoğaltılamaz, yayınlanamaz, başka bir dile çevrilemez, herhangi bir şekilde işlenemez ve değişiklik yapılamaz. Aksi takdirde BSN CONSULTANCY 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve ilgili yasal mevzuat hükümleri uyarınca söz konusu kişiler hakkında yasal işlem başlatma hakkını saklı tutar.

Menderes Çetin / BSN Consultancy Vergi Yönetimi

  1. Önsöz

Enflasyonun yakıcı bir şekilde kendini hissettirmesi nedeniyle, dünya üzerindeki irili ufaklı ülkelerden başlayarak, nihayetinde gelişmiş ülkelerin merkez bankaları da harekete geçmek zorunda kaldı, piyasalardan likidite fazlasını emecek daraltıcı politikalar yönünde adım atıp, faiz oranlarını agresif şekilde artırmaya başladılar.

Bizim tarafa bakacak olursak, kurlarda görülen sıçramaların etkisini çok kısa bir sürede enflasyonun hızla tırmanmasıyla görmüş olduk. Geçtiğimiz yıl %20’lerde olan enflasyon oranı, yılın ortasına doğru en son açıklanan resmi verilere göre %73,50’e varmış durumda. Ek bütçe teklifi meclise sunuldu, yeni vergiler yolda geliyor.

Enflasyonun çok yüksek olduğu 70’li yıllardan da hatırladığımız üzere, insanlar birikimlerini ellerinden geldiğince korumaya çalışıyor. Bazı kimseler parasının değerini korumak için gayrimenkul veya otomobil almak yoluna giderken, bazıları daha likit kalmayı tercih ederek altın veya döviz almak yahut kur korumalı mevduat açtırmak yoluna gidebiliyor.

Konuyu ticari işletmeler açısından değerlendirmeye çalışırsak, işletmelerin artan girdi ve işçilik maliyetleri nedeniyle, işletme sermayeleri günden güne eriyor. İşletmeler, bir taraftan maliyetlerindeki artışı mümkün olduğunca satış fiyatlarına yansıtmaya çalışıyor, diğer taraftan ellerinde kalan nakit fazlalarını liradan kaçarak değerini koruyabileceği başka alanlara aktarıyor.

Şirketinizin yapacağı ödemelere ilişkin takvimi de göz önünde bulundurarak, döviz pozisyonu alabilirsiniz veya kolayca nakte dönebilecek diğer alanlara da yönelebilirsiniz. Yahut vade açısından sıkıntınız yoksa kur korumalı mevduat hesabı da açtırabilirsiniz. Ancak, işletmenin hazır değerlerinin enflasyon karşısında erimesini engellemeye çalışırken, yatırımların getirilerinin yanı sıra üzerlerindeki vergi yükünü de dikkate almanız gerekecektir. 

Örneğin, döviz pozisyonu aldığınızda kur ataklarına karşı işletmenizi güvence altına almış olabilirsiniz. Ancak, bu durumda her üç ayda bir değerleme yaparak, elde edilecek kur farkları (kambiyo) kazancı üzerinden %23 oranında kurumlar vergisi ödemeniz gerekecektir. İşletmedeki nakdi kur korumalı mevduata yatırsanız, bu defa elde edeceğiniz faiz, kur farkı desteği vb. kazançlar üzerinden kurumlar vergisi ödemeniz söz konusu olmayacak ama bu defa vade sonuna kadar uzunca bir süre paranıza dokunma imkânınız olmayacaktır.

Son zamanlarda yatırım fonlarından elde edilen getirilerin vergiden istisna edilmesini sağlayan bir dizi yasal düzenleme yapıldı. Girişim sermayesi yatırım fonları işletmelere hem enflasyondan korunma olanağı sağlıyor hem de vergi ödemeniz gerekmiyor. Yani kazanç var vergi yok. Ne dersiniz, yapılan düzenlemelere daha yakından bakalım mı?

  1. Yatırım Fonlarının Avantajları Neler?

Yatırımların değerini etkileyebilecek güncel ekonomik ve siyasi gelişmeleri izlemek, bu gelişmelere göre uygun olarak anlık rasyonel kararlar almak ve uygulamak o kadar kolay olmasa gerekir. Yatırım fonları profesyonel yöneticiler tarafından yönetilir.

Fonun portföyünü oluşturan kıymetler çeşitlendirilerek bir sepet oluşturulur, bu şekilde risk minimize edilmeye çalışılır. Bunun yanı sıra küçük tasarruflarla alınması mümkün olmayan kazanç potansiyeli yüksek olan menkul kıymetlere yatırım imkânından yararlanılır.

Menkul kıymetlerin kar paylarının tahsili, sermaye artırımlarına katılarak rüçhan haklarının kullanılması, menkul kıymetlerin alımı ve satımı vb. işlemlerle ilgili olarak vakit ve enerji harcamanıza gerek kalmaz.

Ayrıca, fon portföyünde yer alan kıymetlerin değerlerindeki artışların, portföy değerine günlük olarak yansıtılması ve istendiği anda işlenmiş geliriyle hızla paraya çevrilebilmesi gibi özellikler yatırımcılar açısından çok cazip.

  1. Yatırım Fonları Kazandırıyor mu? [*]

Yatırım fonlarının son 1 yıllık performanslarına baktığımızda hisse senedi fonlarının üst sıralarda yer aldıkları dikkat çekiyor. Yıllık enflasyon 2022 yılı Mayıs ayında %73,50 olurken çok sayıda yatırım fonunun yüzde 100’ün üzerinde getiri sağladıkları görülüyor. 

İstanbul Portföyün Yıldız Serbest Özel Fonu 1 yılda %329 değer kazanırken, Hedef Portföyün Zen Hisse Senedi Yoğun Fonu yatırımcısına %260 getiri sunmuş. Perform Portföy Hisse Senedi Yoğun Fonu ise 1 yılda % 197 yükselmiş. İş Portföy İş Bankası İştirakleri Endeksi Fonu 1 yılda %106 değerlenmiş. Mükafat Portföy BİST 30 Endeksi Hisse Senedi Fonu 1 yıllık süreçte yatırımcısına %82 kazandırmış. [*25 Haziran 2022, Ufuk KORCAN, Dünya Gazetesi]

  1. Yatırım Fon ve Ortaklıkları Kurumlar Vergisi Öder mi?

Menkul kıymetler yatırım fonları veya yatırım ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Ancak, portföy işletmeciliği dışında kalan kazançları ise Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri çerçevesinde vergilendirilir.

Yatırım fonları veya yatırım ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları üzerinden, bu kazançları dağıtılsın veya dağıtılmasın, kurum bünyesinde tevkifata tabi tutulması öngörülmüştür. Ancak, söz konusu tevkifatın oranı “0” (sıfır) olarak belirlenmiştir. Yani fiilen vergi yükü sıfır diyebiliriz.

Anılan fonların istisna kazançları üzerinden %0 (sıfır) da olsa tevkifat yapıldığı için, bu kurumların kâr payı dağıtmaları durumunda, dağıtılan kazançları ayrıca kâr dağıtımına ilişkin vergi kesintisine tabi olmayacaktır.

  1. Kurumların Yatırım Fonlarından Elde Ettikleri Kazançlar Vergiye Tabi mi?

Kurumların, tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kar payları kurumlar vergisinden istisnadır. Yapılan son değişiklikle, girişim sermayesi yatırım fonları katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler de 15 Nisan 2022 tarihinden geçerli olmak üzere kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Kurumların, tam mükellefiyete tabi diğer yatırım fonları katılma paylarından elde ettikleri kar payları 1 Ocak 2022 tarihinden geçerli olmak üzere, katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler ise 15 Nisan 2022 tarihinden geçerli olmak üzere kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Böylece, girişim sermayesi yatırım fonları ile diğer yatırım fonlarından elde edilen karlar ve katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler üzerinden kurumlar vergisi alınmamasına yönelik uygulama eşitlenmeye çalışılmıştır.

Diğer taraftan, yatırım fonları  ile menkul kıymetler yatırım ortaklıklarından, kurumlarca elde edilen kazançlar üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67. Maddesi uyarınca yapılacak kesintinin oranı da %0 (sıfır) olarak uygulanmaktadır. 

  1. Kurumların Yatırım Ortaklıklarından Elde Ettiği Kazançlar Vergiye Tabi mi?

Kurumların, tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kar payları kurumlar vergisinden istisnadır. Buna karşın, kurumların diğer yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kar payları bu istisnadan yararlanamaz.

  1. Katılma Paylarının Değerlemesinden Kaynaklanan Artışlar Vergiye Tabi mi?

Bilindiği üzere, hisse senetleri ile fon portföyünün en az % 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma payları alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymetin borsa rayici ile değerlenmesi gerekmektedir. 

Ancak, ülkemizde yatırım fonu katılma payları borsada işlem görmemektedir. Bu tür kıymetlerin değeri günlük olarak bunları ihraç eden kurumlar tarafından ilan edilmekte ve istenildiğinde paraya çevrilebilmektedir.  Bu nedenle, portföyünde % 51’den daha az Türk hisse senedi bulunan katılma paylarının değerleme günü itibarıyla yapılacak değerlemesinde, bunların ilgili döneme isabet eden kıst getirilerinin hesaplanarak alış bedeline eklenmesi suretiyle değerlemeye esas alınması gerekmektedir.

Yapılan son değişiklikle, kurumların aktif kıymetleri arasında yer alan girişim sermayesi yatırım fonları katılma payları ile portföylerinde  yabancı para birimi cinsinden varlık ve altın ile diğer kıymetli madenler ve bunlara dayalı sermaye piyasası araçları bulundurmayan tam mükellefiyete tabi diğer yatırım fonlarının katılma paylarının değerleme günü itibarıyla değerlemesinden kaynaklanan değer artışları da 15 Nisan 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur.

  1. Yatırım Fonları Katılma Paylarının Satışından Doğan Kazançlar Vergiye Tabi mi?

Yapılan son değişiklikle, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan, istisna kazançlarına kaynak oluşturan yatırım fonlarının katılma paylarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı da 15 Nisan 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur.

  1. Girişim Sermayesi Yatırım Fonları Vergisel Avantajlarda Birkaç Adım Önde

Girişim sermayesi yatırım fonu, nitelikli yatırımcılardan katılma payları karşılığında toplanan paralarla, pay sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenmiş varlık ve işlemlerden oluşan portföyü işletmek amacıyla portföy yönetim şirketleri ve girişim sermayesi portföy yönetim şirketleri tarafından süreli olarak kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan mal varlıklarıdır.

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde bulunan firmaların 2021 yılı karlarının %2’si kadar bir tutarı girişim sermayesi yatırım fonları veya ortaklıklarına yahut kuluçka merkezlerine aktarmaları gerekmektedir.

5746 sayılı Kanun kapsamında Ar-Ge indiriminden yararlanan firmaların yararlandıkları Ar-Ge toplamının %2’si kadar bir tutarı, girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması veya girişim sermayesi yatırım ortaklıkları yahut kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan girişimcilere sermaye olarak koymaları gerekiyor.

Ayrıca, girişim sermayesi yatırım fonları vergisel avantajlar açısından diğer yatırım fonlarına göre halen birkaç adım önde. Kurumların, portföyünde yabancı para birimi cinsinden varlık ve altın ile diğer kıymetli madenler ve bunlara dayalı sermaye piyasası araçları bulunan girişim sermayesi yatırım fonlarından elde ettiği kazançlar kurumlar vergisinden istisna iken, portföy yapısı belirtilen şekilde olan diğer yatırım fonlarından elde edilen kazançlar kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.

Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, diğer yatırım fonlarının portföylerinde  yabancı para birimi cinsinden varlık ve altın ile diğer kıymetli madenler ve bunlara dayalı sermaye piyasası araçları bulunması durumunda, kurumların bu tür yatırım fonlarından elde edeceği kar payları ile katılma paylarının fona iadesinden elde edecekleri gelirler kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Ayrıca, bu esaslar değerleme günü yapılacak değer artış kazançları açısından da geçerli olacaktır.

Şimdi gelin karşılaştırmalı bir örnek verelim ki konu daha iyi anlaşılsın. 

Gelişim AŞ nakit fazlalarını değerlendirmek üzere; eurobond ağırlıklı yatırım fonu, emtia (altın) yatırım fonu ve döviz varlıkları da olan hisse yoğun fon ve döviz varlıkları da olan girişim sermayesi yatırım fonu almış olsun. Diyelim ki bu fonların her birinden 100.000.- TL kazanç elde etmiş olsun, bu durumda hangisi vergisel olarak avantajlı görelim.

Eurobond ağırlıklı yatırım fonu dövize bağlı olduğu, emtia (altın) yatırım fonu kıymetli maden içerdiği, hisse fonun da döviz cinsinden varlıkları olduğu için, söz konusu yatırım fonları aktiflerinde bulunduran firmaların kazançları üzerinden %23 oranında olmak üzere 23.000.- TL tutarında kurumlar vergisi ödemesi gerekecektir. Oysa, döviz varlıkları da olan girişim sermayesi yatırım fonundan elde edilen kazanç kurumlar vergisinden istisna olduğu için, vergi ödenmesi gerekmeyecektir.

Yukarıda belirtilen hususlar aşağıda özet tablo halinde gösterilmiştir.

Yatırım Fonu

Kar Payı

Kar Payında Vergi

Fona İade Kazancı

Fona İade Kazancında Vergi

Değer Artış Kazancı

Değer Artış Kazancında Vergi

Eurobond YF

100.000

23.000

100.000

23.000

100.000

23.000

Altın YF

100.000

23.000

100.000

23.000

100.000

23.000

Döviz Varlığı Olan Hisse YF

100.000

23.000

100.000

23.000

100.000

23.000

Döviz Varlığı Olan GSYF

100.000

0 (Sıfır)

100.000

0 (Sıfır)

100.000

0 (Sıfır)

  1. Sonsöz

İşletmelerin nakit veya nakde çevrilebilir değerlerini, enflasyondan korumak üzere yatırım fonlarında değerlendirilmesi durumunda, vergisel ne tür avantajlardan yararlanabileceğini özetlemeye çalıştık. Konuya ilişkin varsa soru ve sorunlarınızı bekliyoruz.

Saygılarımızla,

YMM Bülent AK, SMMM Bilgen Salih Narlı / BSN Consultancy Vergi Yönetimi

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİ VERGİ DAVALARINDA TEMİNAT ALINMASINA YÖNELİK DÜZENLEME ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLDİ

Bilindiği üzere 22.01.2022 tarih ve 31727 sayılı Resmi Gazete ’de 7351 sayılı “Bireysel Emeklilik  Tasarruf Ve Yatırım Sistemi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yayımlanmıştı.

Bu kanunun ikinci maddesi ile 6.1.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmişti. 

“Vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda, dava konusu tutarın yüzde ellisi oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemez.” 

Samsun Vergi Dairesi, Anayasa Mahkemesine yukarıda bahsi geçen düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu iddiası başvuruda bulunmuştur.

Mahkeme, yaptığı incelemene neticesinde ““Vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak açılan davalarda, dava konusu tutarın yüzde ellisi oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemez.”  şeklindeki düzenlemenin Anayasanın 125. Maddesine aykırı olduğuna ve düzenlemenin iptaline karar vermiştir.

Anayasa mahkemesi kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan basıl duyurusuna buradan ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla

 Menderes ÇETİN 

BSN Consultancy Vergi Yöneticisi

 

İşbu yukarıda yer alan metnin (makale, görüş yazısı, sirküler, bülten vb. hangi ad ile tanımlandığının bir önemi olmaksızın) yasal olarak herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayıp, yazarlarımız tarafından  bilgi verme amacıyla hazırlanmıştır. İşbu metinlerin tek yasal dayanak olarak kullanılması sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle doğmuş / doğabilecek zararlardan BSN CONSULTANCY.’nİn hukuki bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Mevzuatın sık değişmesi ve uygulamada yaşanan farklılıklar nedeniyle, herhangi bir konuda işlem yapmadan önce tarafımıza ulaşarak her biri alanında uzman ekibimizden profesyonel yardım almanızı öneririz. 

Tarafımızca hazırlanan metinlerin tamamı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser niteliğinde olup, BSN CONSULTANCY’ nin yazılı izni olmadıkça çoğaltılamaz, yayınlanamaz, başka bir dile çevrilemez, herhangi bir şekilde işlenemez ve değişiklik yapılamaz. Aksi takdirde BSN CONSULTANCY 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve ilgili yasal mevzuat hükümleri uyarınca söz konusu kişiler hakkında yasal işlem başlatma hakkını saklı tutar.

Menderes Çetin / BSN Consultancy Vergi Yönetimi

KUR KORUMALI MEVDUATA GEÇİŞ TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

21.12.2021 tarih 31696 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete ’de Türk Lirası Mevduat Ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Sayı: 2021/14) yayımlanmış ve uygulamaya ilişkin açıklamalar yapılmıştı.

Daha sonra 31.12.2021, 11.01.2022, 01.02.2022, 07.03.2022 ve 22.03.2022, 08.04.2022 tarihlerinde yayımlanan tebliğler ile 2021/14 sayılı tebliğde değişiklikler yapılmıştı.

Bu defa 06.07.2022 tarih 31888 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan Türk Lirası Mevduat Ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Sayı: 2021/14)’De Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı: 2022/22) ile (Sayı: 2021/14) sayılı tebliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. 

Eski Hali

 

Yeni Hali

“(1) Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin bankalardaki, yurt içi yerleşik tüzel kişilerin ise 31/12/2021 ile 31/3/2022 tarihleri arasındaki herhangi bir tarihte bankalarda mevcut olan ABD doları, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyeleri, hesap sahibinin talep etmesi halinde dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilir.”

 

“(1) Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin bankalardaki, yurt içi yerleşik tüzel kişilerin ise 31/12/2021 ile 30/6/2022 tarihleri arasındaki herhangi bir tarihte bankalarda mevcut olan ABD doları, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyeleri, hesap sahibinin talep etmesi halinde dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilir.

 

 

 

 

Böylece tüzel kişilerin 31.03.2022 ila 30.06.2022 tarihi arasında yaptıkları (ABD Doları, Euro, İngiliz Sterlini cinsinden olan) döviz alımlarını da kur korumalı mevduat uygulamasına dâhil etmesine imkân tanınmıştır.

Düzenleme tebliğin yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. 

Tebliğin güncel haline buradan ulaşabilirsiniz

Saygılarımızla 

 

 

İşbu yukarıda yer alan metnin (makale, görüş yazısı, sirküler, bülten vb. hangi ad ile tanımlandığının bir önemi olmaksızın) yasal olarak herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayıp, yazarlarımız tarafından  bilgi verme amacıyla hazırlanmıştır. İşbu metinlerin tek yasal dayanak olarak kullanılması sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle doğmuş / doğabilecek zararlardan BSN & CO.’nun hukuki bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Mevzuatın sık değişmesi ve uygulamada yaşanan farklılıklar nedeniyle, herhangi bir konuda işlem yapmadan önce tarafımıza ulaşarak her biri alanında uzman ekibimizden profesyonel yardım almanızı öneririz. 

Tarafımızca hazırlanan metinlerin tamamı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser niteliğinde olup, BSN & CO’nun yazılı izni olmadıkça çoğaltılamaz, yayınlanamaz, başka bir dile çevrilemez, herhangi bir şekilde işlenemez ve değişiklik yapılamaz. Aksi takdirde BSN & CO 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve ilgili yasal mevzuat hükümleri uyarınca söz konusu kişiler hakkında yasal işlem başlatma hakkını saklı tutar.

Menderes Çetin / BSN Consultancy Vergi Yönetimi

7417 SAYILI KANUN İLE YAPILAN VERGİ DÜZENLEMELERİ

05.07.2022 tarih 31887 sayılı Resmi Gazete ’de 7417 sayılı “Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yayımlanmıştır. 

Bu kanun ile vergi kanunlarında yapılan bazı düzenlemelerden özet bilgiler aşağıdaki gibidir.  Düzenlemede yer alan bazı konuları önceki bültenlerimize konu ettiğimiz için burada tekrar yer verilmemiştir. 

  1. Kefalet senetlerinin teminat olarak kabul edilebilmesi sağlanıyor.
  2. Gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik yetki düzenlemesi kanuna ekleniyor.
  3. Özel usulsüzlük cezalarında artış yapılıyor.
  4. Elektrik motorlu araçlara ÖTV düzenlemesi getiriliyor.
  5. Nakit sermaye artışından kaynaklanan (sınırsız olan) faiz indirimi süresi 5 yılla sınırlandırılıyor.

6637 Sayılı Kanun’un 8 inci maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına (ı) bendi eklenerek, sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımlarına (artırılan sermayede azaltma yapılmadıkça, süresiz olarak) teşvik uygulanması sağlanmıştı.

Uygulamada yapılan değişiklikle, indirim düzenlemesindeki süresiz yararlanma hakkı, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen dört hesap dönemi dikkate alınarak sınırlandırılmaktadır. 

Öte yandan bu süre zarfında, kazanılan indirim tutarlarından, kazancın yetersizliği nedeniyle ilgili dönemlerde indirim konusu yapılamayan tutarlar, beş yıllık süre dolduktan sonra da indirime konu edilebilecek olup uygulamanın bu ayağında bir değişiklik yapılmamıştır.

Önceki dönemlerde sermaye artırımı yapmış ve indirimden faydalanmış olan mükellefler, geçmiş dönemlerde indirimden faydalandıkları dönem sayısına bakılmaksızın 2022 dönemi dahil 5 hesap dönemi daha indirimden faydalanabileceklerdir.  

  1. Yeni model Varlık Barışı uygulaması başlıyor.
  2. Defter ve belgelerin zayii olması durumunda dava açabilme süresi uzatılıyor.

Ticaret Kanunu gereği tacirler saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayii olması durumunda zıyaı öğrenme anından itibaren 15 gün içinde dava açabilmekteydiler bu süre 30 gün olarak değiştirilmektedir. 

  1. 7394 sayılı Kanunla yapılan bazı düzenlemelerin yürürlük maddesinde değişiklik yapılıyor.
  2. Asgari ücret desteği uygulamasına başlanıyor.

5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 88 inci maddeyle, işverenlere, 2022 yılı Temmuz ilâ Aralık ayları/dönemi için günlük 3,33 TL (aylık 100 TL) asgari ücret desteği verilecektir.

Buna göre, 4/a kapsamında ve haklarında uzun vadeli sigorta kolları uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlerce;

  1. a) 2021 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde prime esas günlük kazancı 179 Türk lirası ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2022 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,
  2. b) 2022 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

2022 yılı Temmuz ilâ Aralık ayları/dönemi için günlük 3,33 Türk lirası ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin Kuruma ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilecek ve bu tutar İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacaktır. Ancak prime esas günlük kazanç tutarı 6356 sayılı Kanun hükümleri uyarınca toplu iş sözleşmesine tabi özel sektör işverenlerine ait işyerleri için 358 Türk lirası olarak esas alınacaktır.

Bu kapsamda destekten yararlanılacak ayda/dönemde, 2021 yılı Ocak ilâ Aralık ayları/döneminde aylık prim ve hizmet büelgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile 4/a bendi kapsamında uzun vadeli sigorta kollarından en az sigortalı bildirimi yapılan aydaki/dönemdeki sigortalı sayısının altında bildirimde bulunulması hâlinde bu destekten yararlanılmayacaktır.

7417 sayılı kanunun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla 

 

İşbu yukarıda yer alan metnin (makale, görüş yazısı, sirküler, bülten vb. hangi ad ile tanımlandığının bir önemi olmaksızın) yasal olarak herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayıp, yazarlarımız tarafından  bilgi verme amacıyla hazırlanmıştır. İşbu metinlerin tek yasal dayanak olarak kullanılması sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle doğmuş / doğabilecek zararlardan BSN CONSULTANCY.’nİn hukuki bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Mevzuatın sık değişmesi ve uygulamada yaşanan farklılıklar nedeniyle, herhangi bir konuda işlem yapmadan önce tarafımıza ulaşarak her biri alanında uzman ekibimizden profesyonel yardım almanızı öneririz. 

Tarafımızca hazırlanan metinlerin tamamı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser niteliğinde olup, BSN CONSULTANCY’ nin yazılı izni olmadıkça çoğaltılamaz, yayınlanamaz, başka bir dile çevrilemez, herhangi bir şekilde işlenemez ve değişiklik yapılamaz. Aksi takdirde BSN CONSULTANCY 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve ilgili yasal mevzuat hükümleri uyarınca söz konusu kişiler hakkında yasal işlem başlatma hakkını saklı tutar.

Menderes Çetin / BSN Consultancy Vergi Yönetimi

2008 yılında 5811 sayılı kanun ile başlayan varlık barışı uygulaması sonraki yıllarda 6486, 6736, 7143, 7186, 7256 sayılı kanunlar ile (içerikleri genelde aynı olarak) devam etmişti.

Bu defa yeni varlık barışı düzenlemesi TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan “Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adını taşıyan Torba Yasa Teklifine verilen bir önergeyle eklendi. 

Yeni düzenleme, kurumlar vergisi kanununa eklenen geçici 15. Madde ile yapılıyor. Uygulama hakkında özet bilgiler aşağıdaki gibidir. 

  • Bu düzenlemede de varlık barışının konusu yurt dışı ve yurt içi varlık barışı olarak ikiye ayrılıyor.
  • Önceki Varlık Barışı uygulaması vergisizdi. Ancak, yeni Varlık Barışı düzenlemesi vergili olacak. Vergi oranı, Varlık Barışı’nın yurt içi ve yurt dışı olmasına göre değişiyor.
  • Yurt dışı Varlık Barışı’nda bildirim tarihine göre kademeli bir vergilendirme olacak. Buna göre yurt dışı Varlık Barışı’nda;
  1. Eylül 2022 tarihine kadar yapılacak bildirimlerden yüzde 1,

1 Ekim – 31 Aralık 2022 tarihi (bu tarih dahil) arasında yapılacak bildirimlerden yüzde 2,

1 Ocak – 31 Mart 2023 tarihine kadar yapılacak bildirimlerden yüzde 3

oranında vergi alınacaktır.

  • Yurt içi Varlık Barışı’nda geçerli vergi oranı %3 olacaktır. 
  • Yurt dışı Varlık Barışı’nda, bildirilen varlıkların bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi gerekmektedir. Bildirildiği halde, bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmemesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmemesi ile bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen vergilerin süresinde ödenmemesi hallerinde, varlık barışının sağladığı avantajlardan yararlanılamayacaktır.
  • Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların, 31 Mart 2023 tarihine kadar Varlık Barışı kapsamında vergi dairelerine beyan edilmesi gerekmektedir. Yurtiçi Varlık Barışı bildiriminin, bağlı bulunulan vergi dairelerine yapılması gerekiyor. Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden yüzde 3 oranında vergi tarh edilecek ve tarh edilen verginin, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi zorunludur.
  • Yurtiçi ve dışı varlık barışı kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından bildirim veya beyan tarihi itibarıyla kanuni defterlere kaydedilecek olup bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu şekilde kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açacaklardır. Bu fon hesabı bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe işletmeden çekilemeyecek, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacaktır.
  • Gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayanlar, beyan dışındaki diğer şartlar aranmaksızın yurtiçi varlık barışı düzenlemesinden yararlanabileceklerdir. 

Saygılarımızla 

 

İşbu yukarıda yer alan metnin (makale, görüş yazısı, sirküler, bülten vb. hangi ad ile tanımlandığının bir önemi olmaksızın) yasal olarak herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayıp, yazarlarımız tarafından  bilgi verme amacıyla hazırlanmıştır. İşbu metinlerin tek yasal dayanak olarak kullanılması sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle doğmuş / doğabilecek zararlardan BSN CONSULTANCY.’nİn hukuki bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Mevzuatın sık değişmesi ve uygulamada yaşanan farklılıklar nedeniyle, herhangi bir konuda işlem yapmadan önce tarafımıza ulaşarak her biri alanında uzman ekibimizden profesyonel yardım almanızı öneririz. 

Tarafımızca hazırlanan metinlerin tamamı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser niteliğinde olup, BSN CONSULTANCY’ nin yazılı izni olmadıkça çoğaltılamaz, yayınlanamaz, başka bir dile çevrilemez, herhangi bir şekilde işlenemez ve değişiklik yapılamaz. Aksi takdirde BSN CONSULTANCY 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve ilgili yasal mevzuat hükümleri uyarınca söz konusu kişiler hakkında yasal işlem başlatma hakkını saklı tutar.

Menderes Çetin / BSN Consultancy Vergi Yönetimi

Tüketim Sektörü Hizmetlerimiz
Tüketici ürünleri, otomotiv, turizm ve perakende ürünlerini kapsayan tüketim sektöründe, tüketici ihtiyaçları, beklentileri ve eğilimleri sürekli olarak değişiyor. Bu zorlu gündem, sektörünün oyuncularının büyüme ve karlılıklarını etkiliyor, finans stratejilerini yeniden değerlendirmeye yönlendiriyor.
Daha Fazlası
Üretim Sektörü Hizmetlerimiz
Üretim sektörünün yüksek seviyede know-how içermesi, istihdam ve dış ticaret dengelerine olan pozitif etkisi ve diğer sektörler ile doğrudan ilişki içinde olmasından dolayı, sektörde faaliyet gösteren şirketlere çeşitli fırsatlara sahiptir.
Daha Fazlası
Finans Sektörü Hizmetlerimiz
Uluslararası bakış açımız, çevik iş modelimiz ve sektörel tecrübemiz ile finans sektöründeki müşterilerimiz için dinamik, güçlü ve etkin bir hizmet ağı sağlamaktayız.
Daha Fazlası
Previous slide
Next slide